Melikgazi ilçesi Camikebir Mahallesi’nde yer alan Ulu Cami, türbe ve medrese Danişmentli hükümdarı Melik Mehmed Gazi tarafından 1100’lü yıllarda inşa edildi.
Uzun yıllar eğitim amacıyla hizmet veren medrese, Osmanlı Devleti’nin son dönemleri olan 1900’lü yılların başında bakımsız kaldı.
Uzun süre kullanılmayan medresenin kalıntıları üzerine 1960’lı yıllarda belediye tarafından tuvalet ve şadırvan yapıldı.
Günümüzde, Melik Mehmed Gazi tarafından yaptırılan Ulu Cami ve türbe faaliyet gösterirken, Anadolu’nun ilk medreselerinden olan 900 yıllık yapı ise gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor.
Medrese ile birlikte yapılan Ulu Cami hakkında bilgi veren Kapadokya, Kültepe, Koramaz Tarih, Kültür, Eğitim ve Araştırma Derneği Başkanı Halit Erkiletlioğlu, “Burası bir Bizans şehriydi. Buradaki eski Bizans eserlerinin, sarayların kalıntıları kullanılarak Ulu Cami yapıldı. Bir şehir İslam şehri haline gelince mutlaka bir cami yapılıyor.
Yani o zamanki şehirler, büyükşehirler değildi. En büyük şehirler bile 30-40 bin nüfusluydu. Kayseri’de öyle büyük bir şehirdi. Burası İslam şehri ve başkent olunca buraya Ulu Cami yaptırılmış oldu. Caminin içini gezdiğimizde, korint ve İyonya tarzı sütun başları görürüz.
Bunlar, eski Bizans binalarından ve saraylarından alınmış malzemelerdir. Bundan dolayı da caminin bir kiliseden bozma olduğu zannediliyormuş. Sanat tarihçiler bunun toplama malzemelerle yapıldığını, kiliseden bozma olmadığını ifade ediyorlar” diye konuştu.
‘ANADOLU’NUN İLK MEDRESELERİNDEN BİRİSİDİR’
Medresenin yapısına değinen Erkiletlioğlu, “Cami şu anda Kayseri’nin büyük camilerinden bir tanesi. Caminin güney tarafında da büyük bir medresesi var. Bu medrese, Anadolu’nun ilk medreselerinden birisidir. Medresenin 12 odalı olduğu söyleniyor.
Hemen hemen 1900’lü yılların başına kadar medrese eğitime devam ediyordu. Medrese bir nevi fakülte demektir. Burada şu anda da son müderrislerinin kabirleri bulunuyor. Melik Muhammed Gazi’nin naaşı da burada yatıyor” ifadelerini kullandı.
‘MEDRESENİN TEMELLERİ ORTAYA ÇIKSIN’
Tarihi medresenin gün yüzüne çıkarılması gerektiğini belirten Erkiletlioğlu, şöyle konuştu:
“Medrese, Osmanlı’nın son dönemlerinde, 1900’lü yılların başlarında bakımsız kalmış. Kendi haline terk edilmiş. 1930-1940’lı yıllarda bu mahallede oturanlarla konuştuğumuzda medresenin yıkıntılarının halen durduğunu söylüyorlar.
Belediye başkanı zamanında medrese tamamen düzeltilmiş ve asıl zeminden aşağı yukarı 2 metre bir yükseltide park haline getirilmiş. Önüne de bir şadırvan ve tuvalet yapılmış. Sanatla, tarihle ilgilenen birisi olarak isteriz ki, buradaki medresenin temelleri ortaya çıkarılsın. Medrese, yaptıranın hatırası ve Kayseri’ye önemli bir kültür hizmeti olarak ortaya çıkmış olsun.” (DHA)